Bacaklardaki kirli kanı kalbe toplar damarlar(ven) taşır. Ven içindeki akım, insan ayakta dururken yerçekimine ters yönde, aşağıdan yukarı doğrudur. Bu damarlar içerisinde, kalbe doğru giden kanın geri kaçmasını engelleyen kapakçıklar mevcuttur. Ancak bu kapakçıklardaki olası fonksiyon bozukluğu durumunda kan geri kaçarak damar içerisinde kan hacmi ve basınç artışı olur. Bu basınç artışı geriye doğru yansıyarak damarlar genişleyip uzar ve kıvrımlaşır. Bu da genellikle bacaklarda ve ayaklarda genişlemiş, kıvrımlı mor, mavi veya kırmızı renkte görünen damarlar şeklinde kendini gösterir. Oluşan bu tabloya varis denir. Bu durum aynı zamanda venöz yetmezlik olarak da tanımlanmaktadır.
Varislerin ortaya çıkmasında birçok faktör etkili olabilir. Genetik yatkınlık, uzun süre ayakta durma veya oturma, aşırı kilo, hamilelik, hormonal değişiklikler, hamam, sauna, güneşlenme gibi sıcak ortamlarda uzun süre kalma, yaşlanma ve hareketsiz yaşam tarzı gibi etkenler varis riskini artırabilir.
Varisler genellikle estetik bir sorun olarak kabul edilse de, ağrı, ağırlık hissi, kaşıntı, şişlik, bacaklarda yorgunluk ve kramp gibi şikayetlere yol açabilir. Ciddi vakalarda, vendeki kapak yetmezliği ve basınç artışı nedeniyle bacak ülserleri veya tromboz (pıhtı oluşumu) gibi komplikasyonlar gelişebilir.
Varis oluşumunu engelleyebilir miyiz?
Varis oluşumunu tam olarak engelleyemesek de günlük yaşamda birtakım noktalara dikkat edildiği takdirde bacaklarımızı önemli ölçüde koruyabiliriz.
- Aşırı dar kıyafetler tercih edilmemelidir.
- Uzun süre oturmaktan kaçınılmalıdır.
- Uzun süre ayakta durduktan sonra ayaklar yukarıda olacak şekilde istirahat edilmelidir.
- Lifli gıdalar ile beslenilmeli ve kabız olmamaya dikkat edilmelidir.
- Ayaklar ve bacaklar soğuk su ile yıkanmalıdır.
- Egzersiz yapılmalı ve hareketli bir yaşam tarzı oluşturulmalıdır
Varis tedavisi, semptomların şiddetine, varislerin görünümüne ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Tedavi seçenekleri arasında egzersiz, kompresyon çorapları, bacakların yükseltilmesi, skleroterapi (ilaç enjeksiyonu), lazer veya radyofrekans ablasyon gibi cerrahi olmayan yöntemler ve bazı durumlarda cerrahi müdahale yer alabilir.